Çiğneme sesi gibi bazı sesleri aşırı algılama durumu olarak tanımlanabilir.
Misofoni seçici ses hassasiyeti sendromu olarak da bilinmektedir. Misofoni terimi ilk olarak 2000 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Özel bazı seslere karşı toleransın azalması ile, anksiyete, sinirlilik, bıkkınlık şeklinde yoğun tepki verme davranışları ile kendini gösterir. Bu kişiler nefes sesi, öksürük, çiğneme, yeme, iç çekme, dudak/damak şaklatma gibi seslere tepki verirken, ayakların sürekli yere vurulması, tırnak yeme, bilgisayarda yazı yazma sırasında oluşan tekrarlayıcı seslere de tepki gösterebilirler. Toplumda %10'lara kadar yüksek oranlarda görülebilmektedir. Kişiler bunu aşmak için kulaklık kullanabilir. Dikkatleri bu durumdan etkilenebilir, mesleki ve akademik başarısızlıklar yaşayabilirler. Ses hassasiyeti stres ve yorgun hissetme sonrası artabilmektedir.
Schröder’in çalışmasına göre 42 hastalık bir misofoni serisinde %22 obsesif kompülsif kişilik bozukluğu, %3 duygu durum bozukluğu, %2 dikkat eksikliği bozukluğu, %2 Tourette bozukluğu, %2 trikotilomani, % 1 obsesif kompülsif bozukluk,% 1 cilt yolma bozukluğu, hipokondriasis ve panik bozukluk ektanıları olduğu belirtiliyor. Daha geniş ölçekli bir çalışmada (575 olguluk) hastaların'da belirgin başka bir psikiyatrik bozukluk olduğu (%10 duygudurum bozukluğu, %5 dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, %3 otistik spektrum bozukluğu) saptanmış. Bazı yayınlarda yeme bozukluğu bildirilmiş. Travma sonrası stres bozukluğu misofoni belirtilerinin şiddetiyle ilişkili bulunmuş.
Psikiyatrik ortamda yapılan 92 kişilik misofoni hasta çalışmasında %52.2 depresyon, % 22.2 şizofreni, %12.2 anksiyete bozukluğu, %8.9 borderline kişilik bozukluğu, %3.3 bipolar bozukluk, % 1.1 dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gözlenmiş. Anksiyete şiddeti misofoni belirtileri şiddetiyle ilişkili bulunmuş.
Misofonili kişiler çeşitli başetme yöntemleri kullanmakta, çoğu kişi ortamı terk ederken, bazıları kulak tıkaçları kullanmakta veya kulaklıkla müzik dinlemekte; ağır durumlarda ise sosyal ilişkiden kaçınma gözlenmekte. Tedavide bilişsel davranışçı tedavi, hipnoterapi, Gestalt terapisi ve farmakoterapi kullanılmaktadır.
Beyinde işitsel korteks ve orofasiyal motor kontrol alanları arasında aşırı duyarlı bağlantılar sebebiyle oluştuğu düşünülmekte.
Yeni bir çalışmaya göre parmakla hafifçe vurma sesleri de misofoniyi tetiklebilmekte ve özellikle ‘’insula’’ olmak üzere beynin başka alanları da işin içine girmekte. Misofoni aslında yeterince araştırılmamış bir konu, yaklaşık olarak genel nüfusun %20’sini etkileyebiliyor. Bu durumun söz konusu olduğu kişilerin günlük hayatlarını olumsuz etkileyebilmekte.
Fonksiyonel MR çalışmalarına göre işitsel korteks ile orofasiyal motor kortekste dinleme durumu fonksiyonel bağlantılarının, sağlıklı kişilerle kıyaslandığında daha fazla olduğu belirlenmiş. Araştırmacılara göre bu durum orafasiyal minik nöronlardan kaynaklanabileceğini düşündürüyor.
Çalışmalarda dinlenme halinde işitsel korteks ve insula arasında bağlantılarda artış gözlenmiş.
Sonuç olarak misofoni sadece ağız ya da yüzle ilgili uyarılardan kaynaklanmamakta, farklı sinir hücreleri yanıtları ile de tetiklenebilmektedir.
Kaynak: Medscape Medical New.s Batya Swift Yasgar, 8 Eylül 2022
More to Misophonia Than Meets the Ear. Front Neurosci 9 Ağustos, 2022
Psychiatrist.com sitesinden alınmıştır. Basım Tarihi: 27.09.2022.
Zai ve ark. Misophonia: A Detailed Case Series and Literature Review. Prim Care Companion
CNS Disord 2022;24(5):21cr03124